
Kurumların küresel rekabetteki yerini belirleyen dijital dönüşüm, doğru bir strateji ile yönetilmediğinde verimsizlik, güvenlik açıkları ve entegrasyon sorunlarını beraberinde getiriyor. ERP pazarı şirketi Industrial Application Software (IAS), anlık ihtiyaçlara yönelik aceleci yatırımların, birbiriyle konuşmayan yazılımların ve geleceği öngörmeyen teknoloji adımlarının şirketleri verimsizlik, güvenlik açıkları ve yüksek entegrasyon maliyetleriyle karşı karşıya bıraktığı konusunda uyarıyor. Plansız şehirleşmeye benzettiği bu olguyu ‘çarpık dijitalleşme’ olarak adlandıran IAS, sürdürülebilir büyüme için planlı ve bütünsel bir dijitalleşme yaklaşımının olmazsa olmazlığını vurguluyor.
Bu tehlikeyi “çarpık dijitalleşme” kavramıyla gündeme taşıyan IAS CTO’su Bahtiyar Tan, “Yıllarca plansızlığın bir sonucu olan ‘çarpık kentleşmeyi’ konuştuk. Bugün ise aynı plansızlık, şirketlerimizi ‘çarpık dijitalleşme’ sorunuyla yüz yüze bırakıyor. Stratejiden yoksun atılan her dijital adım, bugünü kurtarıyor gibi görünse de aslında geleceğin yönetilemez dijital enkazlarını inşa ediyor” dedi. Bu çarpık yapının iki temel yansıması olduğunu belirten Tan, bunlardan ilkini “dijital gecekondular” olarak tanımlıyor. Özellikle kısıtlı kaynaklara sahip KOBİ’lerin günü kurtarmak adına başvurduğu, birbiriyle entegre olmayan, düşük maliyetli ve güvenlik açıklarına sebep olan çözümler bu tanıma giriyor. Bu yapılar, verimlilikten uzak olmalarının yanı sıra, şirketlerin en değerli varlığı olan verilerini de riske atıyor.
Madalyonun diğer yüzünde ise büyük bütçelerle inşa edilen ama aynı strateji yoksunluğunu taşıyan “dijital gökdelenler” yer alıyor. Farklı departmanların anlık ihtiyaçları için satın alınan, birbiriyle konuşmayan ve zamanla devasa bir teknik borç yaratan pahalı yazılımlar, dışarıdan görkemli görünen ancak temeli çürük yapılara benzetiliyor. Tan, bu sistemlerin zamanla şirketleri hantallaştıran ve her yeni entegrasyon denemesinde daha da karmaşıklaşan “yamalı bohçalara” dönüştüğüne dikkat çekiyor.
Yamalı bohçalara karşı bütünlük
Çarpık dijitalleşme tablosunun ardında yatan temel dinamikler, TÜİK’in 2024 tarihli verileriyle de netlik kazanıyor. Yapay zeka gibi ileri teknolojilerden uzak duran işletmelerin yüzde 78,9’unun ‘ilgili uzmanlık eksikliğini’, yüzde 74,2’sinin ise ‘yüksek maliyetleri’ gerekçe göstermesi, bu sorunun temelini oluşturuyor. Bu iki kritik engel, şirketleri bir yol ayrımına sürüklüyor: Bir yanda maliyet baskısıyla kurulan, güvensiz ve verimsiz ‘dijital gecekondular’; diğer yanda ise yönetimi için yeterli iç uzmanlığın bulunmadığı, karmaşık ve hantal ‘dijital gökdelenler’ yer alıyor.
IAS, plansızlık ile birleşen uzmanlık eksikliği ve bütçe çıkmazının tetiklediği ‘çarpık dijitalleşme’ sorununa karşı, 35 yıllık tecrübesiyle bütünsel ve stratejik bir çözüm modeli sunuyor. IAS, kendi yazılım dili TROIA üzerinde geliştirdiği Canias ERP çözümüyle, departmanların ayrı ayrı yazılımlar kullanarak yarattığı ‘yamalı bohça’ sistemleri tek bir bütünsel platformda birleştiriyor. Teknik borç ve hantallaşma riskine karşı doğrudan bir çözüm sunan bu yaklaşım, şirketlerin gelecekte milyonlarca liralık entegrasyon ve bakım maliyetleriyle karşı karşıya kalmasını engelliyor.
Bu stratejinin en somut örneklerinden biri olan ve T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen Model Fabrikalar projesine verdiği teknoloji desteğiyle IAS, KOBİ’lerin kaynak yetersizliği nedeniyle düştüğü “dijital gecekondu” tuzağına karşı pratik bir çözüm sunuyor. Bu merkezler, işletmelere doğru teknolojiyi bizzat deneyimleme, kendi deneyimlerinden ve uzman desteğinden elde ettikleri içgörüler ışığında benzersiz stratejiler oluşturma imkanı tanıyor
Dijitalleşmenin püf noktasının yazılımlar kurmak değil, geleceği doğru kurgulamak olduğunu vurgulayan Bahtiyar Tan, “Teknoloji yatırımında atılan yanlış bir adımın maliyeti, yıllar sonra misliyle ödenen ‘teknik borçtur’. Bizim ‘çarpık dijitalleşme’ olarak adlandırdığımız kavram, aslında şirketlerin farkında olmadan kendilerini bu tuzağa sürüklemesidir. IAS olarak misyonumuz, iş ortaklarımızı bu görünmez borçtan korumak” dedi.